Dağ başına harman yığına yel alır, odada savurma sel alır. |
Dağ diye dangırdama, dağın kulağı vardır. |
Dağda gezen kurdu görür. |
Dağdan yayılan gölden sulanır. |
Dağına göre kış olur. |
Damdan düsenin halinden damdan düsen bilir. |
Dan din desen oynar. |
Danışan dağı asmış, danışmayan düz yolda şaşmış. |
Davacısı kadı olanın, yardımcısı Allah olsun. |
Davul bile dengi dengine çalar. |
Davulu görür oynar, mihribanı görür ağlar. |
Dede çağla yese, torunun dişi kamaşır. |
Dediğim dedik, çaldığım düdük. |
Değirmen iki tastan, muhabbet iki bastan. |
Dek duranın devesi ölmez. |
Deli deliyi görünce değneğini saklar. |
Deli dersin deli, veli dersin veli olur. |
Deli ile devletli bildiğini işler. |
Deli ineğin akilli buzağısı olmaz. |
Deli, deliden hoşlanır. |
Deli, deliyi görünce değneğini saklar. |
Deliyle çıkma yola, ya sağa saparsın ya sola. |
Demir nemden insan gamdan cürür |
Demirden korkan trene binmez. |
Dert ağlatır, âşık söyletir. |
Dert derdi acar. |
Dert saklayınca kalır. |
Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş. |
Deveye sormuşlar: “Neden boynun eğri?’’ Nerem doğru ki? Demiş. |
Deveye “inişi mi seversin, yokuşu mu” demişler, “Düz yere kıran mı girdi?” Demiş. |
Deveyi hendekten atlatan, bir tutam ottur. |
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. |
Dibi görünmeyen kaptan su içilmez |
Dibi görünmeyen kuyudan su içilmez. |
Dilencinin torbası dolmaz |
Dileyen Leylasını da bulur, Mevlasını da. |
Dilim dilim dilim etti benim dilim. |
Dilim senden çektiğim zulüm. |
Dilin kendi küçük, cürümü büyüktür. |
Dirlik olmayan yerde varlık olmaz. |
Dişini gösteren it ısırmaz. |
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. |
Doğruluk minarede kalmış. |
Domuzu vurmuşlar kanı ormana yayılmış. |
Dost yoluna post olmalı. |
Dostluk başka alışveriş baksa. |
Dönen değirmenin ağzına necaset atılmaz. |
Döven öküzünün ağzı bağlanmaz. |
Düğün olur iki kişiye, tasası düşer deli komşuya. |
Düşenin dostu olmaz |
Düşmez kalkmaz bir ALLAH. |
Düşünmeden çis yapmaya oturan, çömüdü çömüdü taş atar. |
< Önceki | Sonraki > |
---|